Havacılık, insanlığın teknoloji ve mühendislik alanındaki en büyük başarılarından biridir. Ancak bu başarı, doğası gereği devasa finansal yatırımlar ve çok büyük sorumluluklar üzerine kuruludur. Milyonlarca dolarlık bir uçağın gövdesinden, taşıdığı yüzlerce yolcunun can güvenliğine, bir pilotun kariyerinden bir havalimanının operasyonel bütünlüğüne kadar her unsur, yönetilmesi gereken karmaşık riskler içerir. Havacılık Sigortaları, bu karmaşık ve potansiyel olarak katastrofik riskler karşısında, sektördeki tüm oyuncuları koruyan, sadece bir poliçe değil, aynı zamanda tüm endüstrinin finansal olarak ayakta kalmasını sağlayan vazgeçilmez bir güvence ağıdır.
Havacılık Sigortaları Nedir ve Neden Global Bir Uzmanlık Gerektirir?
Havacılık Sigortaları, hava araçlarının kendilerini, yolcularını, üçüncü şahısları ve havacılıkla ilgili diğer tüm varlık ve operasyonları, uçuş, yer ve bakım süreçleri sırasında meydana gelebilecek risklere karşı koruyan, son derece özelleşmiş bir sigorta branşıdır. Bu sigortayı diğerlerinden ayıran en temel özellik, risklerin boyutudur. Tek bir uçak kazasının yaratabileceği yüz milyonlarca dolarlık bir hasar, tek bir sigorta şirketinin tek başına üstlenemeyeceği kadar büyüktür. Bu nedenle, poliçeler genellikle Londra başta olmak üzere global reasürans piyasalarında, dünyanın dört bir yanından reasürörlerin (sigorta şirketlerini sigortalayan şirketler) katıldığı bir konsorsiyum tarafından desteklenir. Bu küresel yapı, en büyük hasarların bile ödenebilmesini garanti altına alır ve bu alanda çalışacak Oğul Sigorta gibi aracıların da derin bir piyasa bilgisine ve uluslararası ilişkilere sahip olmasını gerektirir.
Temel Güvenceler: Gövde (Hull) ve Sorumluluk (Liability) Sigortaları
Bir havayolu işletmesinin veya özel jet sahibinin sigorta paketinin temelini genellikle iki ana poliçe oluşturur:
Uçak Gövde Sigortası (Hull Insurance): Bu poliçe, uçağın kendisini bir varlık olarak korur. Uçağın gövdesi, motorları, aviyonikleri (uçuş elektroniği) ve diğer tüm standart donanımları, poliçede özel olarak istisna edilmemiş her türlü fiziksel hasara (All Risks) karşı güvence altındadır. Bu hasarlar, uçağın sadece uçuş sırasında değil, aynı zamanda yerdeki park halinde, taksi yaparken veya bakım sırasında başına gelebilecek olayları da kapsar. Poliçe, genellikle "mutabakatlı değer" esasına göre düzenlenir. Bu, poliçe başlangıcında sigortalı ve sigortacının uçağın değeri üzerinde anlaştığı ve tam hasar (pert) durumunda bu anlaşılan bedelin ödeneceği anlamına gelir, bu da piyasa dalgalanmalarından kaynaklanacak anlaşmazlıkları önler.
Havacılık Sorumluluk Sigortaları (Liability Insurance): Bu, uçağın operasyonları sırasında üçüncü şahıslara verebileceği zararları karşılayan, en az gövde sigortası kadar hayati bir güvencedir. Kendi içinde farklı katmanlara ayrılır: Üçüncü Şahıs Sorumluluk, uçağın düşmesi veya bir parçasının düşmesi sonucu yerdeki insanlara veya mülklere (bina, araba vb.) vereceği zararları karşılar. Yolcu Sorumluluk ise, Montreal Konvansiyonu gibi uluslararası anlaşmalarla belirlenen limitler çerçevesinde, uçak içindeki yolcuların bir kaza sonucu vefat etmesi veya yaralanması durumunda ödenmesi gereken yasal tazminatları kapsar. Ayrıca, yolcuların bagajlarının kaybolması veya hasar görmesi de genellikle bu sorumluluk poliçesi altında güvence altına alınır.
Ekosistemi Koruyan Diğer Güvenceler: Pilotlar, Bakım Merkezleri ve Yedek Parçalar
Havacılık sigortacılığı, sadece uçağı ve yolcuları değil, sektörün diğer tüm kritik paydaşlarını da koruyan niş ürünler sunar. Pilot Lisans Kaybı Sigortası, bir pilotun bir hastalık veya kaza sonucu mesleğini icra etmesini sağlayan uçuş lisansını kalıcı olarak kaybetmesi durumunda, kendisine toplu bir tazminat ödeyerek kariyer kaybını finansal olarak telafi eden çok özel bir üründür. Hangar Sorumluluk Sigortası, uçak bakım merkezlerinin (MRO), bakımlarını yaptıkları ve kendilerine emanet edilen, başkalarına ait milyonlarca dolarlık uçaklara verebilecekleri zararlara karşı sorumluluklarını güvence altına alır. Yedek Parça Sigortası ise, bir havayolunun değerli yedek motorlarını ve diğer parçalarını, uçağın üzerinde değilken, depoda veya nakliye sırasında başına gelebilecek risklere karşı korur.
Primlerin Belirlenmesi ve Hasar Anında Süreç Yönetimi
Havacılık sigortası primleri, son derece detaylı bir risk analizine göre belirlenir. Bu analizde; sigortalanacak hava aracının tipi, yaşı ve değeri, operasyonun yapılacağı coğrafi bölgeler (bazı coğrafyalar daha riskli kabul edilir), aracın kullanım amacı (ticari yolcu taşımacılığı, kargo, zirai ilaçlama, eğitim vb.), filodaki pilotların tecrübesi ve eğitim seviyeleri ve şirketin geçmiş hasar performansı gibi birçok faktör değerlendirilir.
Bir hasar anında ise, standart bir sigorta sürecinden çok daha karmaşık, uluslararası bir operasyon başlar. Büyük bir kaza sonrası, derhal kaza kırım uzmanları, uluslararası hukukçular, sörveyörler (eksperler) ve tazminat yöneticilerinden oluşan bir ekip devreye girer. Bu karmaşık ve küresel süreci yönetmek, derin bir uzmanlık gerektirir. Oğul Sigorta olarak, hasar anında sizin adınıza bu küresel uzman ağını harekete geçirir, yasal süreçlerinizi yönetir ve haklarınızın en üst düzeyde korunmasını sağlarız. Bu, bir kriz anında paha biçilmez bir destektir.