Bir işletmenin temeli, çalışanlarına duyduğu güven üzerine kuruludur. Ancak ne yazık ki, en güvenilir şirketlerde bile, bu temel güvenin sarsıldığı ve işletmenin kendi personeli tarafından finansal bir zarara uğratıldığı durumlar yaşanabilmektedir. Bir çalışanın kasadan para çalması, sahte faturalarla şirketi dolandırması veya zimmetine para geçirmesi gibi olaylar, sadece birer maddi kayıp değil, aynı zamanda işletmenin tüm moralini ve iç huzurunu bozan, onarılması zor birer ihanettir. Bu "iç tehdit", genellikle en beklenmedik anda ve en güvendiğiniz kişilerden gelir. İşte Emniyeti Suistimal Sigortası, bu hassas ve yıkıcı riske karşı, işletmenizin finansal varlıklarını ve bilançosunu koruma altına alan en önemli ve en stratejik güvencedir.
Emniyeti Suistimal Sigortası Nedir ve Neden Hırsızlık Sigortası Yeterli Değildir?
Emniyeti Suistimal Sigortası, bir işletmenin bordrolu çalışanlarının, kasıtlı ve kötü niyetli eylemlerle şirkete ait para, kıymetli evrak veya malları çalarak, zimmetine geçirerek veya dolandırıcılık yoluyla elde ederek şirketi zarara uğratması riskini teminat altına alan bir poliçedir. Bu sigortayı anlamak için, önce standart Hırsızlık Sigortası'ndan farkını bilmek gerekir. Birçok işletme sahibi, standart bir İş Yeri veya Hırsızlık Sigortası'nın kendilerini her türlü hırsızlığa karşı koruduğunu düşünür. Ancak bu poliçelerin genel şartlarında, "sigortalının hizmetinde bulunan kimselerce yapılan hırsızlıklar" açıkça teminat dışı bırakılmıştır. Yani, standart Hırsızlık Sigortası sizi sadece "dışarıdan" (pencereyi kırarak giren bir hırsız gibi) gelebilecek tehditlere karşı korur. Emniyeti Suistimal Sigortası ise, tam olarak bu büyük ve tehlikeli boşluğu doldurarak, sizi "içeriden" gelebilecek tehditlere karşı güvence altına almak için tasarlanmıştır.
Teminatın Kapsamı: Farklı Personel Suistimali Türleri
"Emniyeti suistimal" kavramı, basit bir hırsızlığın çok daha ötesinde, çeşitli aldatma ve yolsuzluk eylemlerini içerir. Poliçeniz, genellikle şu ana suistimal türlerini kapsayacak şekilde tasarlanmıştır:
Doğrudan Hırsızlık: En basit ve en yaygın türdür. Çalışanın, kasadaki nakit parayı, depodaki ticari malları (emtia) veya şirkete ait değerli bir ekipmanı fiziksel olarak çalması durumunu kapsar.
Zimmete Para Geçirme (Embezzlement): Bu, en sinsi suistimal türlerinden biridir. Genellikle muhasebe, finans veya tahsilat gibi para yönetimiyle ilgili departmanlarda çalışan personelin yetkisini kötüye kullanmasıdır. Örneğin, hayali bir tedarikçi adına sahte faturalar düzenleyerek şirket hesabından kendi hesabına para transfer etmesi, müşterilerden yapılan nakit tahsilatları kayıtlara girmeden kendi üzerine alması veya maaş bordrolarında sahtecilik yaparak fazladan ödeme alması gibi durumları içerir.
Dolandırıcılık ve Sahtekarlık (Fraud and Forgery): Bu kapsam, çalışanın şirketi aldatmaya yönelik daha karmaşık eylemlerini içerir. Şirketin çeklerini taklit ederek veya üzerinde değişiklik yaparak kendi hesabına para aktarması, şirket kredi kartını kişisel harcamaları için kullanması veya sahte belgelerle şirketi bir harcama yapmaya ikna etmesi gibi eylemler bu güvence kapsamındadır.
Hangi İşletmeler Daha Yüksek Risk Altındadır ve Nelere Dikkat Edilmelidir?
Her işletme teorik olarak bu riske maruz kalsa da, bazı işletmelerin yapısı gereği riskleri daha yüksektir. Nakit akışının yoğun olduğu perakende mağazaları, restoranlar ve benzin istasyonları; değerli ve kolay satılabilir stoklara sahip teknoloji mağazaları, kuyumcular veya ecza depoları; ve finansal yetkilerin tek bir kişide veya küçük bir grupta toplandığı, iç kontrol mekanizmaları zayıf olan aile şirketleri veya küçük işletmeler, emniyeti suistimal riskine karşı daha savunmasızdır. Bu sigortayı yaptırmak önemli bir adım olsa da, işletme içinde çift imza sirküleri, düzenli stok sayımları ve bağımsız denetim gibi iç kontrol prosedürlerini oluşturmak, bu riski en başından azaltmanın en etkili yoludur.
Hasar Anında Süreç: Bir Suistimal Durumunda Atılması Gereken Adımlar
İşletmenizde bir emniyeti suistimal olayı tespit ettiğinizde, atılacak adımlar son derece hassas ve kritiktir. Bu, basit bir hasar tespiti değil, bir suçun ispatı sürecidir. Bu nedenle, olayı öğrendiğiniz anda panikle hareket etmek veya şüpheli personelle doğrudan yüzleşmek yerine, durumu gizlilik içinde bir hukuk danışmanıyla ve ardından Oğul Sigorta ile paylaşmanız, sürecin doğru yönetilmesi için en önemli adımdır. Sigorta şirketinin tazminat ödeyebilmesi için, zararın bir suç sonucu oluştuğunun yasal olarak kanıtlanması gerekir. Bu nedenle, süreç genellikle şu adımları içerir: 1) Delillerin Toplanması: Muhasebe kayıtları, kamera görüntüleri, tanık ifadeleri gibi tüm delillerin, bir avukat gözetiminde dikkatlice toplanması. 2) Hukuki Sürecin Başlatılması: Durumun resmi bir tutanakla polise bildirilmesi ve savcılığa suç duyurusunda bulunulması. 3) Sigortacıya Bildirim: Savcılık soruşturması başlarken, durumun sigorta şirketine ihbar edilmesi ve gerekli belgelerin (suç duyurusu, muhasebe kayıtları, çalışan bilgileri vb.) sunulması. Bu noktadan sonra, Oğul Sigorta hasar ekibi, hukuki süreçle koordineli bir şekilde dosyanızı takip eder ve davanın sonucuna göre tazminatınızın en hızlı şekilde ödenmesini sağlar.