Bir işletme sahibi veya yöneticisi için çalışanlar, şüphesiz en değerli varlıktır. Ancak bu değerli varlık, aynı zamanda bir işletmenin en büyük hukuki ve finansal sorumluluk kaynaklarından birini oluşturur. Türkiye'de iş sağlığı ve güvenliği kanunları, bir iş kazası veya meslek hastalığı durumunda işverene çok ciddi yükümlülükler getirmektedir. Birçok işletme sahibi, çalışanlarının Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) kapsamında olmasının yeterli bir güvence olduğunu düşünme yanılgısına düşer. Oysa SGK'nın sağladığı destek, genellikle sadece buzdağının görünen kısmıdır. Asıl büyük ve yıkıcı finansal riskler, SGK'nın karşılamadığı ve doğrudan şirketinize yöneltilen devasa tazminat davalarıyla ortaya çıkar. İşte İşveren Sorumluluk Sigortası, bu görünmeyen risklere karşı işletmenizi, yöneticilerini ve finansal geleceğini koruyan en temel ve en stratejik güvencedir.
İşveren Sorumluluk Sigortası Nedir ve SGK Varken Neden Gereklidir?
İşveren Sorumluluk Sigortası, iş yerinizde meydana gelen bir iş kazası veya meslek hastalığı sonucu, çalışanlarınızın veya onların vefatı durumunda hak sahiplerinin (ailelerinin) size karşı açacağı tazminat davalarında, ödemekle yükümlü kalacağınız yasal tazminatları ve dava masraflarını karşılayan bir sorumluluk poliçesidir. Bu sigortanın neden gerekli olduğunu anlamak için, SGK'nın yetersiz kaldığı iki ana boşluğu bilmek gerekir:
SGK'nın Rücu Davaları: Bir iş kazası sonrası SGK, zarar gören işçiye veya hak sahiplerine gerekli sağlık yardımlarını yapar ve maaş (gelir) bağlar. Ancak daha sonra, kazanın meydana gelmesinde sizin bir ihmaliniz veya kusurunuz (örneğin gerekli iş güvenliği önlemini almamak) olduğunu tespit ederse, yaptığı tüm bu masrafları sizden geri almak için şirketinize "rücu davası" açar. İşte bu sigorta, SGK'nın size yönelteceği bu yüksek meblağlı talepleri karşılar.
Çalışanların Maddi ve Manevi Tazminat Davaları: SGK'nın sağladığı destek ne olursa olsun, zarar gören çalışan veya ailesi, SGK'nın ödediğinin çok daha üzerinde bir zararının olduğunu iddia ederek, doğrudan şirketinize karşı maddi ve manevi tazminat davası açma hakkına sahiptir. Özellikle manevi tazminat talepleri, tamamen mahkemenin takdirine bağlı olduğu için, bir işletmeyi iflasa sürükleyebilecek büyüklükte olabilir. İşveren Sorumluluk Sigortası, bu tür davalarda ödemeniz gereken tazminatları da güvence altına alır.
Teminatın Kapsamı: İş Kazası, Meslek Hastalıkları ve Genişletmeler
Bu poliçe, işverenin sorumluluğunun doğabileceği geniş bir yelpazeyi kapsayacak şekilde tasarlanmıştır. Poliçenin ana teminatı, İş Kazalarıdır. Bu, çalışanın iş yerinde, iş yeri eklentilerinde veya işveren tarafından yürütülen bir iş nedeniyle iş yeri dışında meydana gelen ve bedensel zarara yol açan her türlü olayı kapsar. Ancak modern iş hayatının dinamikleri, risklerin sadece iş yerinin dört duvarı içinde olmadığını göstermektedir. Bu nedenle poliçenizi, operasyonlarınıza uygun isteğe bağlı ek teminatlarla güçlendirmeniz kritik öneme sahiptir. Örneğin, çalışanlarınızı sabah evlerinden alıp akşam evlerine bırakan personel servisinin yolda kaza yapması, standart bir poliçenin kapsamında değildir. Ancak bu teminat eklendiğinde, o serviste yaralanan tüm çalışanlarınız için doğacak yasal sorumluluğunuz güvence altına alınır. Benzer şekilde, bir çalışanınızın şehir dışında veya yurt dışında bir görevlendirme sırasında başına gelen kazalar da, poliçenize ekleyeceğiniz coğrafi genişletmelerle kapsama dahil edilebilir.
Poliçenin en önemli güvencelerinden bir diğeri ise, ani bir kaza gibi olmayan, ancak zamanla ve işin niteliği gereği ortaya çıkan Meslek Hastalıkları riskini karşılamasıdır. Örneğin, bir kimya fabrikasında yıllarca çalışan bir işçinin solunum yolu hastalığına yakalanması veya bir inşaat işçisinin sürekli gürültüye maruz kalmaktan işitme kaybı yaşaması gibi durumlarda, bu hastalığın mesleki faaliyetten kaynaklandığı kanıtlanırsa, doğacak tazminat sorumluluğunuz da poliçeniz tarafından karşılanır.
En Büyük Risk: Maddi ve Özellikle Manevi Tazminat Talepleri
Bir iş kazası sonrası açılan davalarda talep edilen tazminatlar ikiye ayrılır. Maddi Tazminat, çalışanın tedavi süresince çalışamadığı için uğradığı gelir kaybını, SGK'nın karşılamadığı tedavi masraflarını ve kalıcı bir sakatlık durumu varsa, gelecekteki tüm hayatı boyunca yaşayacağı iş gücü kaybını karşılamayı hedefler. Manevi Tazminat ise, bir çalışanın veya vefatı durumunda ailesinin, kaza nedeniyle yaşadığı acı, elem, keder ve yaşam kalitesindeki düşüşün parasal karşılığıdır. Bu rakamlar tamamen mahkemenin takdirine bağlı olduğu için, genellikle bir işletme için en öngörülemez ve en yüksek maliyetli risk kalemini oluşturur. İşveren Sorumluluk Sigortası, mahkemenin hükmedeceği bu yüksek meblağlı manevi tazminat taleplerine karşı da işletmenizin bilançosunu korur.
Hasar Anında Süreç: Bir İş Kazası Sonrası İşvereni Ne Bekler?
Bir iş kazası meydana geldiğinde, işverenin yasal olarak ilk yapması gereken, derhal gerekli ilk yardımın yapılmasını sağlamak ve olayı ilgili kurumlara (SGK ve gerekirse kolluk kuvvetleri) bildirmektir. Eş zamanlı olarak, durum derhal Oğul Sigorta'ya veya doğrudan sigorta şirketinize de bildirilmelidir. Bu ihbarla birlikte, sigorta şirketi potansiyel bir dava sürecine karşı hazırlıklara başlar. Çalışan veya hak sahipleri tarafından şirketinize bir dava açıldığında, Oğul Sigorta ve sigorta ortakları, bu karmaşık ve stresli hukuki süreçte sizin yanınızda yer alır. Alanında uzman avukatlarla savunmanızı üstlenir, dava masraflarını karşılar ve sizi bu yıpratıcı süreçte yalnız bırakmaz. Dava sonucunda bir tazminat ödenmesine karar verilirse, bu tutar poliçenizdeki limitler dahilinde sigorta şirketiniz tarafından ödenir. Bu, tek bir talihsiz kazanın, yılların emeğiyle kurduğunuz işletmenizin sonu olmasını engeller.