Nakliye Operasyonlarınız İçin Hukuki ve Finansal Güvence
Türkiye'nin dört bir yanına her gün binlerce mal ve ürün taşıyan nakliye firmaları, ülke ekonomisinin can damarlarını oluşturur. Bu önemli görev, aynı zamanda büyük bir sorumluluğu da beraberinde getirir: Başkasına ait olan değerli bir malı, güvenli bir şekilde ve zamanında varış noktasına ulaştırma sorumluluğu. Ancak taşıma süreci, trafik kazalarından yükleme-boşaltma hatalarına, hırsızlıktan şoför ihmallerine kadar pek çok riskle doludur. Taşıdığınız malın başına gelen bir hasar, sadece o malın bedelini değil, aynı zamanda müşterinizin size karşı açabileceği tazminat davalarını ve ticari itibarınızın zedelenmesini de gündeme getirebilir. İşte Yurtiçi Taşıyıcının Mali Mesuliyeti Sigortası, tam da bu noktada devreye girerek, nakliye operasyonlarınız sırasında sizin veya çalışanlarınızın kusuruyla müşterinizin malına verebileceğiniz zararlardan doğan hukuki ve finansal sorumluluklarınızı güvence altına alan en temel kurumsal kalkanınızdır.
Taşıyıcı Sorumluluk ve Emtia (Yük) Sigortası: Bilinmesi Gereken En Temel Fark
Sektördeki en temel kafa karışıklığını gidererek başlayalım: Bu sigorta, taşıdığınız malın sigortası değildir. Taşıdığınız malın tam değerini, kimin kusurlu olduğuna bakılmaksızın her türlü riske (doğal afet, kaza vb.) karşı koruyan sigortaya Emtia Nakliyat Sigortası denir ve bu sigortayı genellikle malın sahibi yaptırır.
Yurtiçi Taşıyıcının Mali Mesuliyeti Sigortası ise, sadece nakliyeciyi (taşıyıcıyı) korur. Bu poliçe, bir hasar meydana geldiğinde, hasarın sizin veya şoförünüzün bir hatasından, ihmalinden veya kusurundan kaynaklandığının ispatlanması durumunda devreye girer. Mal sahibinin size yönelteceği yasal tazminat taleplerine karşı sizi koruyan bir hukuki savunma ve sorumluluk kalkanıdır. Birçok büyük kurumsal firma, mallarını taşıtmak için anlaştığı nakliye firmalarından, kendi Emtia Sigortaları olsa bile, bu sorumluluk sigortasına sahip olmalarını bir sözleşme şartı olarak talep eder.
Türk Ticaret Kanunu Çerçevesinde Taşıyıcının "Kusur" Sorumluluğu
Türkiye'de yurtiçi karayolu taşımacılığı, temel olarak 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun (TTK) taşıma işlerine ilişkin hükümleriyle düzenlenir. Bu kanuna göre taşıyıcı, malın kendisine teslim edildiği andan alıcısına teslim edilinceye kadar geçen sürede, kendi veya personelin kusurundan kaynaklanan her türlü ziyan ve hasardan sorumludur. "Kusur" kavramı burada kilit rol oynar. Örneğin, şoförünüzün trafik kurallarını ihlal ederek yaptığı bir kaza, malın araç üzerine yanlış istiflenmesi sonucu devrilmesi, aracın bakımlarının zamanında yapılmaması nedeniyle yolda kalması veya hırsızlığa karşı makul önlemlerin (kamyonu kilitli ve güvenli bir yerde park etme gibi) alınmaması, taşıyıcının kusurlu sayılacağı durumlardır. Bu sigorta, işte bu tür kanıtlanabilir kusurlar sonucu doğan tazminat yükünü sizin omuzlarınızdan alır.
"Kamyon Klozu" ve Kapsadığı Ana Riskler
Yurtiçi Taşıyıcı Sorumluluk Sigortası, sigorta sektöründe genellikle "Kamyon Klozu" olarak adlandırılan standart poliçe şartları ile sunulur. Bu kloz, bir nakliyecinin en sık karşılaşabileceği riskleri teminat altına alacak şekilde tasarlanmıştır. Poliçenizin ana güvenceleri genellikle şunları kapsar: Taşıma aracının başka bir araca veya cisme çarpması, devrilmesi, yanması gibi kaza durumları sonucu taşınan malda oluşan hasarlar. Ayrıca, poliçenize ekleyebileceğiniz isteğe bağlı teminatlarla korumanızı daha da genişletebilirsiniz. Bunların en önemlisi, malların araca yüklenmesi, araçtan araca aktarılması veya boşaltılması sırasında meydana gelebilecek hasarlardır. Bir diğer önemli ek teminat ise hırsızlıktır. Hırsızlık teminatı, genellikle aracın zorla girilerek soyulması gibi durumları kapsar ve şoförün aracı terk etmesi, anahtarı üzerinde bırakması gibi bariz ihmaller sonucu oluşan hırsızlıkları istisna tutar.
Hasar Anında Süreç: Bir Nakliyeci Olarak Ne Yapmalısınız?
Taşıdığınız yük hasar gördüğünde, soğukkanlı ve profesyonel bir süreç yönetimi, işletmenizi büyük hukuki ve finansal sorunlardan korur. İlk olarak, hasarın büyümesini önleyecek tedbirleri almalı ve durumu resmi bir tutanakla (kaza zaptı, hasar tespit tutanağı vb.) belgelemelisiniz. Eş zamanlı olarak, vakit kaybetmeden hem mal sahibini hem de poliçenizin olduğu Oğul Sigorta'yı bilgilendirmeniz gerekir.
Bu noktada Oğul Sigorta ve anlaşmalı sigorta şirketi, sizin adınıza sürece dahil olur. Atanan eksper (hasar uzmanı), sadece hasarın miktarını değil, aynı zamanda olayın oluş şeklini ve en önemlisi kusur durumunu da detaylı bir şekilde inceler. Bu tespit, tazminatın ödenip ödenmeyeceğinin ve ödenecekse ne kadarının ödeneceğinin temelini oluşturur. Eğer kusurlu bulunursanız, sigorta şirketi sizin adınıza mal sahibi ile görüşmeleri yürütür ve yasal olarak ödemekle yükümlü olduğunuz tazminatı öder. Bu süreç, sizi müşterinizle karşı karşıya getiren yıpratıcı ve karmaşık tazminat pazarlıklarından ve dava süreçlerinden korur.