İşletmeniz İçin Hukuki ve Finansal Koruma Kalkanı
Sanayiden enerjiye, lojistikten atık yönetimine kadar birçok sektörün temelini, yanıcı, parlayıcı, patlayıcı ve yakıcı gibi tehlikeli maddeler oluşturur. Bu maddeler, üretim ve ticaret için ne kadar vazgeçilmezse, taşıdıkları riskler de bir o kadar büyüktür. Meydana gelebilecek en küçük bir kaza veya sızıntı, sadece işletmenin kendi tesislerinde değil, çevredeki diğer mülklerde, hatta insan hayatında geri döndürülemez, devasa zararlara yol açabilir. Türk hukuk sistemi, bu tür yüksek riskli faaliyetleri yürüten işletmelere çok ağır bir sorumluluk yüklemiştir. İşte Tehlikeli Maddeler ve Tehlikeli Atık Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası, bu ağır yasal yükümlülükler ve potansiyel olarak yıkıcı tazminat talepleri karşısında, işletmenizin finansal geleceğini ve devamlılığını koruyan en temel ve en önemli yasal güvencedir.
Bu Sigorta Nedir ve "Kusursuz Sorumluluk" İlkesi Ne Anlama Gelir?
Bu sigortayı diğer sorumluluk sigortalarından ayıran en temel ve en kritik ilke, dayandığı "kusursuz sorumluluk" prensibidir. Normal bir sorumluluk durumunda, zarar gören bir kişinin tazminat alabilmesi için, zarara neden olan kişinin veya şirketin "kusurlu" veya "ihmalkar" olduğunu ispatlaması gerekir. Ancak "kusursuz sorumluluk" ilkesinde durum farklıdır. Yasa koyucu, tehlikeli maddelerle faaliyet göstermenin doğası gereği başlı başına bir risk taşıdığını kabul eder. Bu nedenle, bu faaliyetlerden kaynaklanan bir kaza sonucu üçüncü bir şahıs zarar görürse, işletme sahibi tüm önlemleri almış olsa ve hiçbir kusuru olmasa bile, ortaya çıkan zarardan tam olarak sorumlu tutulur. Bu, "elimden geleni yaptım ama kaza oldu" savunmasını ortadan kaldıran, son derece ağır bir yasal yükümlülüktür. İşte bu sigorta, tam olarak bu ağır ve kaçınılmaz sorumluluğu sizin adınıza üstlenir.
Kimler Bu Sigortayı Yaptırmakla Yükümlüdür? Riskli Sektörler ve Faaliyetler
Bu sigorta, belirli tehlikeli maddeleri üreten, depolayan, nakleden, satan veya bu maddeleri faaliyetlerinde kullanan tüm işletmeler için zorunludur. Poliçeyi yaptırmadan bu faaliyetlere başlamak veya devam etmek yasa dışıdır ve ciddi yaptırımları vardır. Başlıca zorunluluk kapsamındaki sektörler ve faaliyetler şunlardır:
Akaryakıt ve LPG Sektörü: Benzin istasyonları, LPG dolum ve satış tesisleri, akaryakıt ve gaz depolama tesisleri ve bunları taşıyan tankerler.
Kimya Sanayii: Yanıcı, parlayıcı, patlayıcı veya zehirli kimyasal madde üreten, depolayan veya kullanan tüm fabrikalar ve tesisler.
Boya ve Boya Hammaddeleri Üreticileri: Tiner, solvent gibi yüksek derecede yanıcı maddelerle çalışan boya ve vernik imalathaneleri.
Tehlikeli Atık Tesisleri: Endüstriyel, tıbbi veya kimyasal tehlikeli atıkları toplayan, işleyen, depolayan veya bertaraf eden tüm tesisler.
Diğer Sanayi Tesisleri: Üretim süreçlerinde büyük miktarlarda tehlikeli madde (örneğin amonyak, klor vb.) kullanan gübre, tekstil, metal işleme gibi büyük sanayi kuruluşları.
Teminatın Kapsamı: Üçüncü Şahısların Korunması ve İstisnalar
Bu sigortanın temel amacı, işletmenizi değil, işletmenizin faaliyetlerinden zarar görebilecek üçüncü şahısları korumaktır. Teminat, bir kaza sonucu bu maddelerin doğrudan neden olduğu iki ana zararı kapsar: Bedeni Zararlar (üçüncü şahısların yaralanması, sakatlanması veya vefat etmesi) ve Maddi Zararlar (üçüncü şahıslara ait mülklerin, binaların veya araçların zarar görmesi). Örneğin, bir kimyasal depodan sızan gaz bulutunun komşu mahalledeki insanları zehirlemesi sonucu oluşacak tüm tedavi masrafları ve tazminatlar bu poliçeden karşılanır.
Ancak, poliçenin neleri kapsamadığını bilmek de çok önemlidir. Bu sigorta, sizin kendi işletmenize, binalarınıza veya personelinize gelen zararları karşılamaz. Kendi tesisinizdeki bir hasar "İş Yeri Sigortası"nın, kendi personelinizin başına gelen bir kaza ise "İşveren Sorumluluk Sigortası"nın konusudur. Ayrıca, zamanla, yavaş yavaş oluşan ve ani olmayan çevre kirliliği de genellikle bu poliçenin istisnaları arasındadır.
Hasar Anında Süreç: Bir Kaza Sonrası Atılması Gereken Adımlar
Tehlikeli maddelerle ilgili bir kaza meydana geldiğinde, bu durum aynı zamanda bir kriz yönetimi sürecini de başlatır. İlk olarak, derhal kazanın etkilerini sınırlayacak acil durum önlemleri alınmalı (sızıntıyı durdurma, alanı tahliye etme vb.) ve ilgili kamu kurumlarına (itfaiye, AFAD, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı) haber verilmelidir. Eş zamanlı olarak, vakit kaybetmeden durum Oğul Sigorta'ya veya doğrudan sigorta şirketinize bildirilmelidir.
Bu ihbarla birlikte, sigorta şirketi sürece dahil olur. Sadece finansal bir güvence sağlamakla kalmaz, aynı zamanda bu karmaşık krizin yönetilmesinde size destek olabilir. Olay yerine, hasarın boyutunu ve nedenini tespit etmek üzere uzman eksperler gönderilir. Üçüncü şahıslardan gelen tazminat talepleri ve yasal süreçler, sigorta şirketinin hukuk departmanı ve anlaşmalı avukatları tarafından takip edilir. Bu süreç, işletme sahibini, bir felaket anında birden fazla ve genellikle çok büyük montanlı tazminat davasıyla tek başına mücadele etme yükünden kurtarır. Oğul Sigorta, bu zorlu süreçte sizin hukuki ve finansal koruma kalkanınız olarak hareket eder.